Sakarya'da Gezilecek ve Görülecek Yerler
Sakarya hakkında her şey bu sayfada.
2 Mayıs 2016 Pazartesi
Sakaryapark - Erenler
Şehir merkezine biraz uzak olduğu için benim favorim her zaman Kentpark ve Ormanpark'tır.D-100 karayolu üzerinde olduğu için yolculuk esnasında mola verilebilecek güzel bir alandır.
120 dönüm yeşil alana sahip parkta sosyal tesislerin yanı sıra yürüyüş yolları, dinlenme, oyun ve spor alanları, seyir terası ve Necip Fazıl Anıtı bulunuyor.
120 dönüm yeşil alana sahip parkta sosyal tesislerin yanı sıra yürüyüş yolları, dinlenme, oyun ve spor alanları, seyir terası ve Necip Fazıl Anıtı bulunuyor.
Uzun Çarşı - Adapazarı
Adapazarı, üç kıtanın kavşak noktası olduğu kadar, üç ayrı
imparatorluğun da mirasçısıdır: Nehre “kraliçe-tanrıçaları Sangaryus”un
adını veren Bitinyalıların, Jüstinyanus Köprüsünü (halk arasındaki
adıyla Beşköprü’yü) inşa ettiren ünlü II. Jüstinyanus’un Bizans’ın ve
şehrin merkezindeki Orhan Camii ile sembolleşen Osmanlı’nın, başta
Adapazarı-Karaağaçdibi’nde olmak üzere, Uzunçarşı ve şehrin muhtelif
yerlerindeki tarihi binalar, bize Osmanlı, Rum ve Ermenilerinin
mirasıdır.
Ovada kurulan Adapazarı merkezinin gelişimine baktığımızda en eski kurumlar-kuruluşlar ortalama 250-300 yılı geçmemektedir. Bu yönüyle Adapazarı, Tozlu Camii, Orta Camii, Ağa Camii ve Orhan Camii etrafında kümelenmiş çarşıları; çarşıların etrafına kümelenmiş mahalleleriyle, geç dönem bir Osmanlı şehridir. Osmanlı dönemi mimarisi olan Orta Camii 1752’de, Ağa Camii 1774’te, Sabihahanım Mektebinin kuruluşu 1810’da, ilk Tozlu Camii 1837’de kurulmuştur. Çevre çarşılar kurulurken iki katlı ve sağlam olmasına da çok dikkat edilmiştir. Büyük depremlerde Uzunçarşı ve civarında ciddi bir yıkım olmamıştır. Kısaca birinci Adapazarı Orhan, Ağa, Tozlu ve Orta Camii etrafındaki çarşılarla çevresindeki 4-5 mahalleden iki katlı ahşap ağırlıklı bahçeli evlerle oluşmuştur.
Uzunçarşı’nın ticaret merkezi olarak tercih nedeni; Adapazarı Kuzey-Güney yönünde bir ana aks etrafında gelişmesi ve Bulvar dediğimiz, bugünkü daha çok yeşil alan şeklindeki bant, eskiden boydan boya uzanan bir dere-bataklık olmasıdır. Cumhuriyet’in ilk yıllarında, bu çukur bölge halkının emeği ile doldurulur. Her aile şu kadar araba toprak atacak veya beş lira para verecek diye karar alınır ve beş lira veremeyen çok aile -hemen herkes- toprak taşır ve düzlenen bölge park yapılıp çiçeklendirilir. Zaten ilk yerleşme, bu dere yatağının iki yanında olur. Yollar dere kenarında, dereye paralel oluşturulur. Ve böylece ana arter ortaya çıkar. Uzunçarşı ise, bu ana artere paralel bir doğrultuda bulvarın hemen devamında yer alır.
Adapazarı’na göç eden ilk muhacirler mallarını mülklerini satıp değerlendirecek ve paralarını yanlarında getirebilecek zamanı ve imkânı bulurlar. Daha sonra gelen göçmenler, pek sefil ve çaresiz biçimde gelebilirler. Göçmenlerin büyük bir bölümü öncü, girişken insanlardır. Bir yandan da gıda, giyim ve yakıt üzerine Uzunçarşı’da manifatura mağazası, Bulvar üzerinde bakkaliye ve gaz-benzin satış yerleri açmışlardır. Uzunçarşı’daki eski esnafın çoğu Bulgaristan, Bosna, Arnavutluk, Romanya muhacirleridir. Daha eski zamanda ise, Ermeni ve Rumların çarşının ilk kurucularıdır.
Atatürk’ün 1922 Adapazarı ziyaretinin ikinci gününde; 15 Haziran Perşembe günü Uzunçarşı’yı boydan boya dolaşır ve Adapazarı eşrafıyla görüşmeler yapar. Çarşıyı gezer ve Hanaltı’nda Acem İsmail Efendi’nin dükkânında kahve içer, etrafını saran hayranlarının elini sıkar, muhtelif mağaza ve dükkânlara uğrayarak herkesten kendi sanatlarına dair izahat alır, Başkumandanın halk arasındaki tabii davranışları, alçak gönüllü hareketleri son derece iyi etki yapar.
1999 Depremi’nde ilginçtir; şehrin iki asırlık tarihinde “asıl merkez” durumundaki Uzunçarşı, Aynalıkavak Çarşısı, Ayakkabıcılar İçi, Kömürpazarı, Soğanpazarı gibi beldeye “ruh veren mekânlar” dimdik ayakta kalır; son çeyrek asırda “ikinci merkez” olmuş Çark, Kirtetepe, Bosna caddeleri gibi “Çağdaş mekânlar” yerle bir olur.
1991 yılında Adapazarı Belediyesi tarafından Uzunçarşı’ya 87.000 m3 beton atılır. 1992 yılında ise Uzunçarşı’nın yenilenir ve altyapısına ilaveten, üzeri ışık geçirgen elyaflı çatı örtüsü ile kapatılarak hizmete sunulur
Not : Uzun Çarşı şuan restorasyon aşamasındadır.Resterosyan bittiği zaman daha modern bir görünüme kavuşacaktır.
Ovada kurulan Adapazarı merkezinin gelişimine baktığımızda en eski kurumlar-kuruluşlar ortalama 250-300 yılı geçmemektedir. Bu yönüyle Adapazarı, Tozlu Camii, Orta Camii, Ağa Camii ve Orhan Camii etrafında kümelenmiş çarşıları; çarşıların etrafına kümelenmiş mahalleleriyle, geç dönem bir Osmanlı şehridir. Osmanlı dönemi mimarisi olan Orta Camii 1752’de, Ağa Camii 1774’te, Sabihahanım Mektebinin kuruluşu 1810’da, ilk Tozlu Camii 1837’de kurulmuştur. Çevre çarşılar kurulurken iki katlı ve sağlam olmasına da çok dikkat edilmiştir. Büyük depremlerde Uzunçarşı ve civarında ciddi bir yıkım olmamıştır. Kısaca birinci Adapazarı Orhan, Ağa, Tozlu ve Orta Camii etrafındaki çarşılarla çevresindeki 4-5 mahalleden iki katlı ahşap ağırlıklı bahçeli evlerle oluşmuştur.
Uzunçarşı’nın ticaret merkezi olarak tercih nedeni; Adapazarı Kuzey-Güney yönünde bir ana aks etrafında gelişmesi ve Bulvar dediğimiz, bugünkü daha çok yeşil alan şeklindeki bant, eskiden boydan boya uzanan bir dere-bataklık olmasıdır. Cumhuriyet’in ilk yıllarında, bu çukur bölge halkının emeği ile doldurulur. Her aile şu kadar araba toprak atacak veya beş lira para verecek diye karar alınır ve beş lira veremeyen çok aile -hemen herkes- toprak taşır ve düzlenen bölge park yapılıp çiçeklendirilir. Zaten ilk yerleşme, bu dere yatağının iki yanında olur. Yollar dere kenarında, dereye paralel oluşturulur. Ve böylece ana arter ortaya çıkar. Uzunçarşı ise, bu ana artere paralel bir doğrultuda bulvarın hemen devamında yer alır.
Adapazarı’na göç eden ilk muhacirler mallarını mülklerini satıp değerlendirecek ve paralarını yanlarında getirebilecek zamanı ve imkânı bulurlar. Daha sonra gelen göçmenler, pek sefil ve çaresiz biçimde gelebilirler. Göçmenlerin büyük bir bölümü öncü, girişken insanlardır. Bir yandan da gıda, giyim ve yakıt üzerine Uzunçarşı’da manifatura mağazası, Bulvar üzerinde bakkaliye ve gaz-benzin satış yerleri açmışlardır. Uzunçarşı’daki eski esnafın çoğu Bulgaristan, Bosna, Arnavutluk, Romanya muhacirleridir. Daha eski zamanda ise, Ermeni ve Rumların çarşının ilk kurucularıdır.
Atatürk’ün 1922 Adapazarı ziyaretinin ikinci gününde; 15 Haziran Perşembe günü Uzunçarşı’yı boydan boya dolaşır ve Adapazarı eşrafıyla görüşmeler yapar. Çarşıyı gezer ve Hanaltı’nda Acem İsmail Efendi’nin dükkânında kahve içer, etrafını saran hayranlarının elini sıkar, muhtelif mağaza ve dükkânlara uğrayarak herkesten kendi sanatlarına dair izahat alır, Başkumandanın halk arasındaki tabii davranışları, alçak gönüllü hareketleri son derece iyi etki yapar.
1999 Depremi’nde ilginçtir; şehrin iki asırlık tarihinde “asıl merkez” durumundaki Uzunçarşı, Aynalıkavak Çarşısı, Ayakkabıcılar İçi, Kömürpazarı, Soğanpazarı gibi beldeye “ruh veren mekânlar” dimdik ayakta kalır; son çeyrek asırda “ikinci merkez” olmuş Çark, Kirtetepe, Bosna caddeleri gibi “Çağdaş mekânlar” yerle bir olur.
1991 yılında Adapazarı Belediyesi tarafından Uzunçarşı’ya 87.000 m3 beton atılır. 1992 yılında ise Uzunçarşı’nın yenilenir ve altyapısına ilaveten, üzeri ışık geçirgen elyaflı çatı örtüsü ile kapatılarak hizmete sunulur
Not : Uzun Çarşı şuan restorasyon aşamasındadır.Resterosyan bittiği zaman daha modern bir görünüme kavuşacaktır.
Tozlu Cami - Adapazarı
Sakarya'da 1999 Marmara Depreminde yıkılan Tozlu Cami geçtiğimiz yıllarda yeniden inşa edilerek ibadete açıldı.
Tozlu Cami'nin, şekil ve mimari özellikleriyle dünyada benzeri yok. Klasik anlayışın dışına çıkılarak projelendirilen camide kubbe bulunmuyor.. Alışılmışın aksine bu camide avizeler de yok. Aydınlatma büyük cam duvarlarla ve duvarlara yerleştirilen led ışıkların tavana yansıtılmasıyla sağlanıyor.
Cami mimari olarak hem eski hem de yeni camilerden oldukça farklı. Dışarıdan bakıldığında 'secde eden insan' şeklindedir.
Tozlu Cami'nin, şekil ve mimari özellikleriyle dünyada benzeri yok. Klasik anlayışın dışına çıkılarak projelendirilen camide kubbe bulunmuyor.. Alışılmışın aksine bu camide avizeler de yok. Aydınlatma büyük cam duvarlarla ve duvarlara yerleştirilen led ışıkların tavana yansıtılmasıyla sağlanıyor.
Cami mimari olarak hem eski hem de yeni camilerden oldukça farklı. Dışarıdan bakıldığında 'secde eden insan' şeklindedir.
Şemsiyeli Park - Adapazarı
Belediye'nin sitesinde ''Ailesi ve sevdikleri ile hoşça
vakit geçirmek isteyen Sakaryalılar için Şemsiyeli Park, hatıraların
canlanacağı yeni adres.'' diye tanıtım yapılmış aslında mantık olarak güzel düşünülmüş benim gibi cafe ortamında bunalan bir insan için açık havada çay içmek güzel bir keyif veriyor ama şuan ki halinde çay bahçesinden ziyade kahvehane görüntüsü var.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)